Ya Rab ! Bize Akıl, Iz'an Gerek...
Asırlardır terk etmedi bizi hüsran,
gaflet uykusu bürümüş gözlerimizi,
bakarkörler misali açık ama kör gözlerimiz
Bulanık düşünceler, anlamsız endişeler, fasid ameller ve sakata çıkan iman
Yoldaşlarımız haline geldi yalan, gıybet ve zan
Şekil sadece Namazdan geriye kalan
Uykusuzluktan kapanan gözlerimde beli belirsiz bir hayal,
dört nala koşan atlılar, Rasulün elçileri
İlahi rüzgarın dört bir yana savurduğu Nur'un sadık taşıyıcıları
Zihinlerinde vahiy, gönüllerinde iman
Toz, duman içerisinde yollar, uzun ve meşakkatli
Nasıl yaşadılar ve nasıl öldüler ?
Ölü kalplere nasıl vahiyle hayat verdiler ?
Bedel ödemek gerekti, hiç çekinmeden ödediler
Hak için yaşayan, özgürlük adına savaşan ve Rahman için bağışlayan Allah erleri idiler
Onlardan geriye şimdi sadece rivayetler kaldı
Dilimizden düşmeyen, lakin bize ait olmayan sözler
Bizler
Hayata yansımayan, kendimize ait olmayan sözlerin papağanları,
zulmün sadık işbirlikçileriyiz
Meydanda yokuz yüz yıllardır
Yaşadığımız acıların müsebbibi, Allah'ı icbar edercesine O'na sunduğumuz dualardır
Kendinden ümidi kesmiş, tembel tembel öylece bir köşede otururken dilimizden dökülen dualar
"Allah'ım bu azabı üzerimizden kaldır !"
Bu ne gaflettir Ya Rab, bu nasıl aymazlık !
Rahmetin olmasaydı geriye hiç birimiz kalmazdık
Kerim bir kitab indirdi yüce yaratıcı
ve biz onu arkamıza atarak kaybettik İlahi izleri
Kimi nutuk attı, kimi caka sattı, Allah'a dinini öğretmeye kalktı kimileri
Filistin'de tanklara taş savuran o küçük eller, Irak'ta kirletilen gelinler, Çeçenya'da destan yazan erler şikayetçidir bizden
Zulüm şehirleri inşa ettik kendimize,
korku duvarları ördük geçmişten günümüze
Coca Cola'yla serinledik, Ariel'le hissettik yumuşaklığı,
kendimize nasıl da layık gördük böyle bir uşaklığı ?
Bizler
Kapitalizmin özgürleşemeyen sefil köleleri,
karma ekonominin orta direkleriyiz
Ne geçmiş kaldı elimizde, ne de yarına dair bir ümit,
Yedi bitirdi bizi fikr-i sabit
Orta çağ kalıntıları arasında ararken Din-i Mübin'i,
birbirimizle tartışarak yitirdik akl-ı selim'i
Ya Rab ! Bize akıl, iz'an gerek,
ilim, hikmet, basiret gerek
Her hizib övünürken kendi elindekiyle,
acıklı bir sona yürüyoruz, günden günden eriyerek
Asırlardır terk etmedi bizi hüsran,
gaflet uykusu bürümüş gözlerimizi,
bakarkörler misali açık ama kör gözlerimiz
Bulanık düşünceler, anlamsız endişeler, fasid ameller ve sakata çıkan iman
Yoldaşlarımız haline geldi yalan, gıybet ve zan
Şekil sadece Namazdan geriye kalan
Uykusuzluktan kapanan gözlerimde beli belirsiz bir hayal,
dört nala koşan atlılar, Rasulün elçileri
İlahi rüzgarın dört bir yana savurduğu Nur'un sadık taşıyıcıları
Zihinlerinde vahiy, gönüllerinde iman
Toz, duman içerisinde yollar, uzun ve meşakkatli
Nasıl yaşadılar ve nasıl öldüler ?
Ölü kalplere nasıl vahiyle hayat verdiler ?
Bedel ödemek gerekti, hiç çekinmeden ödediler
Hak için yaşayan, özgürlük adına savaşan ve Rahman için bağışlayan Allah erleri idiler
Onlardan geriye şimdi sadece rivayetler kaldı
Dilimizden düşmeyen, lakin bize ait olmayan sözler
Bizler
Hayata yansımayan, kendimize ait olmayan sözlerin papağanları,
zulmün sadık işbirlikçileriyiz
Meydanda yokuz yüz yıllardır
Yaşadığımız acıların müsebbibi, Allah'ı icbar edercesine O'na sunduğumuz dualardır
Kendinden ümidi kesmiş, tembel tembel öylece bir köşede otururken dilimizden dökülen dualar
"Allah'ım bu azabı üzerimizden kaldır !"
Bu ne gaflettir Ya Rab, bu nasıl aymazlık !
Rahmetin olmasaydı geriye hiç birimiz kalmazdık
Kerim bir kitab indirdi yüce yaratıcı
ve biz onu arkamıza atarak kaybettik İlahi izleri
Kimi nutuk attı, kimi caka sattı, Allah'a dinini öğretmeye kalktı kimileri
Filistin'de tanklara taş savuran o küçük eller, Irak'ta kirletilen gelinler, Çeçenya'da destan yazan erler şikayetçidir bizden
Zulüm şehirleri inşa ettik kendimize,
korku duvarları ördük geçmişten günümüze
Coca Cola'yla serinledik, Ariel'le hissettik yumuşaklığı,
kendimize nasıl da layık gördük böyle bir uşaklığı ?
Bizler
Kapitalizmin özgürleşemeyen sefil köleleri,
karma ekonominin orta direkleriyiz
Ne geçmiş kaldı elimizde, ne de yarına dair bir ümit,
Yedi bitirdi bizi fikr-i sabit
Orta çağ kalıntıları arasında ararken Din-i Mübin'i,
birbirimizle tartışarak yitirdik akl-ı selim'i
Ya Rab ! Bize akıl, iz'an gerek,
ilim, hikmet, basiret gerek
Her hizib övünürken kendi elindekiyle,
acıklı bir sona yürüyoruz, günden günden eriyerek